Bir nesnenin düşüncesi nesnesin kendisi olmadığıdır. Ama bu önemli gerçeği kavramış olmak sıra kendi hakkımızdaki düşünce ve duyularımıza gelince birdenbire işe yaramaz hale geliyor. İçimizdeki bu hareketler kendilerini ne olarak adlandırıyorlarsa gerçekte o olduklarına inanıyoruz. Örneğin biri kendini üzgün hissetmezken Üzgünüm! diye düşünür. Tabii ki gerçek bir hüzün duygusu olabilir. Ancak gerçekte orada üzgün hiç kimse yoktur. Daha önce üzerinde anlaştığımız gibi düşünce nesnenin kendisi değildir. Dolayısı ile aynı yüksek ilke sıra sizin duygularınıza geldiğinde de geçerlidir. Bu bir sonraki cümle size neden bahsettiğimi anlamanızda yardımcı olacaktır. Birkaç kez dinleyin. Böylelikle anlamı yerine oturacaktır. Hüzün yada mutluluk sizin hissettiğiniz bir şeydir. Olduğunuz bir şey değildir. Bir duygu yalnızca o kadardır. Bir duygu. Bizim için onu oluşturan anlık ilişki dışında bağımsız bir varlığı yoktur. Bir duygu haz verdiği zaman sürüp gitsin istersiniz. Çünkü hatalı olarak verdiği haz duygusu ile kendinizi özdeşleştirirsiniz. Kendinizin o duygu olduğunu düşünürsünüz. Bu yanlış konumlanmış “ben” duygusu sorun olmayabilirdi ne çare ki tüm duygular azalır ve kaybolur. Sizin haz duygularınızda azalır. Sonuç olarak da haz duyan o siz kaybolup gider. Artık tüm yapabildiğiniz hoşnutsuz hissetmektir ve böylelikle haz arama döngüsüne yeniden başlarsınız.
-Bu niye bazen kendimi iyi hissetmek için yaptığım kendi tasarılarım tarafından kendimi tuzağa düşürülmüş hissettiğimi açıklıyor. Sanki yolculuk gerçekte hiç sona ermediğinden asla inmenize izin vermeyecek olan bir lunapark treninde olmak gibi.
-Bu zevk ve acı döngüsünden nasıl kendimi kurtarabilirim?
Bir sonraki yüksek düşünce üzerine derin derin düşünün. Bu, çevresinde dolaşmak yerine yukarı doğru gitmeye başlamanız için size yardımcı olacaktır. Aradığınız şeyin haz olduğunu düşünüyorsunuz ama aslında aradığınız şey kalıcılık.
-Ne kadar etkileyici bir düşünce ama kalıcılıkta zaten bir duygudur değil mi?
Hayır kalıcılıktan gelen bir haz vardır ama bir duygu değil bir varoluş seviyesidir. Bu yüksek farkındalık seviyesi hoş yada değil değişkenlik gösteren her çeşit farklı duyguyu barındırabilir ancak duygusal gelgitlerden kolaylıkla etkilenmez, seviyesi azalmaz. Sizin hazzınız sizin kim olduğunuzdur, ne hissettiğiniz değil.
-Bu üstün duruma erişebilmek için ne yapmalıyım?
Hazlarınızın farkında kalma isteğiniz onların duyguları içinde kaybolma isteğinizden daha güçlü ise kendi yolunuzda mutlu olursunuz.
-Bana bu tür özel bir farkındalığın niye bu kadar önemli olduğunu açıklayabilir misiniz?
Tabi ki. Yalnıza hazlarınızın farkında olmak onlar olmazsa sizde kaybolacakmışsınız gibi hissetmeden keyiflerini sürmenizi sağlar.
11-İyileşme İçten Gelir Zorluklar ve acılar. Senin bütün olma yolunda geçireceğin sınavlardır. Bunun farkına vardığında, yaşamın kendisi insanın öğretmeni olacaktır. Her kriz, her düşüş ve her zorluk hem kusursuz, hem de eşsizdir. Yaşamımdaki bütün olayların tüm sorumluluğunu üstlenmem gerektiği açıklamasını kabullenmekte zorlandığımı gördüğünde, sert bir uyarıda bulundu. “Eğer sözlerim seni değiştirmezse, bil ki yaşam değiştirecektir. [...]
Geçmiş, “sorumluluk” sözcüğünün güzelliğini yok etti. Bunu neredeyse göreve denk bir hale getirdik; aslında öyle değil. Görev, spirütel köleliğin bir parçası olarak gönülsüz bir şekilde yapılır. Büyüklerine olan görevlerin, eşine olan görevlerin, çocuklarına olan görevlerin. Bunlar sorumluluk değildir. “Sorumluluk” (responsibility) sözcüğünü anlamak çok önemlidir. Responsibility sözcüğünü bölelim: Response (tepki) ve ability (beceri). İki şekilde hareket [...]
SAĞ BEYİN Yaratıcı Zeka… Sağ beyin, bilgiyi bir bütün olarak ve resimle işler. Tasvir ve semboller kullanır; resimlere şekillere ve renklere tepki verir. Sözel ifadeler dışında müziğe, vücut diline, dokunmaya tepki verir. Sezgicidir, önsezilerini ve hislerini takip eder. Nesnelerle soyut değil, duygusal olarak ilişki kurar. Uzaysal ilişkileri kullanır. Duygusal ve üretici taraftır. Görerek ve duyarak [...]
Hayatın yasası, inanç yasasıdır. İnanç, zihninizdeki düşüncedir. Size zarar verecek ya da sizi incitecek şeylere inanmayın. Bilinçaltınızın sizi iyileştirme, güçlendirme, zenginleştirme ve size ilham verme gücüne inanın. İnanmanız halinde bunlar gerçekleşir.” ARZULARIN BİLİMİ VE SANATI Bilim terimi, koordine edilmiş, düzenlenmiş ve sistemli hale getirilmiş bilgi yapısı anlamına gelir. Gerçek duanın bilimi ve sanat üzerinde duralım. [...]
VAZGEÇEBİLMEK
Bir nesnenin düşüncesi nesnesin kendisi olmadığıdır. Ama bu önemli gerçeği kavramış olmak sıra kendi hakkımızdaki düşünce ve duyularımıza gelince birdenbire işe yaramaz hale geliyor. İçimizdeki bu hareketler kendilerini ne olarak adlandırıyorlarsa gerçekte o olduklarına inanıyoruz. Örneğin biri kendini üzgün hissetmezken Üzgünüm! diye düşünür. Tabii ki gerçek bir hüzün duygusu olabilir. Ancak gerçekte orada üzgün hiç kimse yoktur. Daha önce üzerinde anlaştığımız gibi düşünce nesnenin kendisi değildir. Dolayısı ile aynı yüksek ilke sıra sizin duygularınıza geldiğinde de geçerlidir. Bu bir sonraki cümle size neden bahsettiğimi anlamanızda yardımcı olacaktır. Birkaç kez dinleyin. Böylelikle anlamı yerine oturacaktır. Hüzün yada mutluluk sizin hissettiğiniz bir şeydir. Olduğunuz bir şey değildir. Bir duygu yalnızca o kadardır. Bir duygu. Bizim için onu oluşturan anlık ilişki dışında bağımsız bir varlığı yoktur. Bir duygu haz verdiği zaman sürüp gitsin istersiniz. Çünkü hatalı olarak verdiği haz duygusu ile kendinizi özdeşleştirirsiniz. Kendinizin o duygu olduğunu düşünürsünüz. Bu yanlış konumlanmış “ben” duygusu sorun olmayabilirdi ne çare ki tüm duygular azalır ve kaybolur. Sizin haz duygularınızda azalır. Sonuç olarak da haz duyan o siz kaybolup gider. Artık tüm yapabildiğiniz hoşnutsuz hissetmektir ve böylelikle haz arama döngüsüne yeniden başlarsınız.
-Bu niye bazen kendimi iyi hissetmek için yaptığım kendi tasarılarım tarafından kendimi tuzağa düşürülmüş hissettiğimi açıklıyor. Sanki yolculuk gerçekte hiç sona ermediğinden asla inmenize izin vermeyecek olan bir lunapark treninde olmak gibi.
-Bu zevk ve acı döngüsünden nasıl kendimi kurtarabilirim?
Bir sonraki yüksek düşünce üzerine derin derin düşünün. Bu, çevresinde dolaşmak yerine yukarı doğru gitmeye başlamanız için size yardımcı olacaktır. Aradığınız şeyin haz olduğunu düşünüyorsunuz ama aslında aradığınız şey kalıcılık.
-Ne kadar etkileyici bir düşünce ama kalıcılıkta zaten bir duygudur değil mi?
Hayır kalıcılıktan gelen bir haz vardır ama bir duygu değil bir varoluş seviyesidir. Bu yüksek farkındalık seviyesi hoş yada değil değişkenlik gösteren her çeşit farklı duyguyu barındırabilir ancak duygusal gelgitlerden kolaylıkla etkilenmez, seviyesi azalmaz. Sizin hazzınız sizin kim olduğunuzdur, ne hissettiğiniz değil.
-Bu üstün duruma erişebilmek için ne yapmalıyım?
Hazlarınızın farkında kalma isteğiniz onların duyguları içinde kaybolma isteğinizden daha güçlü ise kendi yolunuzda mutlu olursunuz.
-Bana bu tür özel bir farkındalığın niye bu kadar önemli olduğunu açıklayabilir misiniz?
Tabi ki. Yalnıza hazlarınızın farkında olmak onlar olmazsa sizde kaybolacakmışsınız gibi hissetmeden keyiflerini sürmenizi sağlar.
Diğer Yazılar
TANRILAR OKULU
OSHO DEĞİŞİM
SOL VE SAĞ BEYİN ÖZELLİKLERİ
ZİHİNSEL TEDAVİDE PRATİK TEKNİKLER