Sevilmek, ilgi görmek ve onaylanmak ihtiyacımızından doğan açlığımızı partnerimizin karşılamasını beklemek!
Kendi mutluluğumuzun ya da mutsuzluğumuzun nedenini karşı tarafa bağlamak!
Partnerinizi diğer kadın ya da diğer erkeklerle kıyaslamak!
İlişkiler hakkında ki, geçmiş ve zihin şablonlarınızda ısrar etmek!
“Erkek … böyledir”, “kadın … şöyledir”. Bunlar erkek görevi, kadın görevi diye ayrımlara gitmek.
Para ya da parasızlık yüzünden ilişkinizi yanlış yorumlamak.
Kadın ve erkek olduğumuzun ayrımına varamamak! Kadınların ve erkeklerin yaradışsal olarak farklı ve güçlü yönlerini unutması!
Sevgi merkezli ilişkiler yerine; muhasebe tuttuğumuz çarpık ilişkileri devam ettirmek.
Birbirini eleştirme hakkının olduğunu ve böyle yapılırsa ilişkiyi iyileştireceğini düşünmek.
Bir kaç çözüm yolu…
Düzeltirim enerjisiyle ilişkiye başlamayın!
Düzeltilmişini bulun!
Partnerinizin pozitif yönlerine odaklanın ve bunu sözel olarak da ifade edin.
Eşinizin sizin hala sevgiliniz olduğunu daima hatırlayın.
Öfkeli olduğunuz durumlarda tartışmaktan kaçının. En az 24 saat sonra ve sakinleştiğiniz zaman konuşmayı seçin.
Eşinizin özellikle annesi hakkında negatif söylemlerde bulunmayın. Hiç kimse annesi, ailesi hakkında negatif konuşulmasından hoşlanmaz. Bu durum sizin için de geçerli tabi ki.
Kendi sınırlarınızı sahiplenin; sadece siz isterseniz değiştirin.
Bir ilişkide tek isteyebileceğiniz şey; karşı tarafın “kendi olmasıdır”.
Sevginize odaklanın ve her gün farklı şekillerde sevginizi ifade etmenin “ÖZGÜN” bir yolunu bulun.
Ve kendinize sorun, bu ilişkiyi sürdürmeye mi yoksa bitirmeye mi odaklıyım.
İlişkiniz içinde “BEN” kalarakta “BİZ” olma deneyimini yaşayabilirsiniz.
Mutluluğunuza mutluluk katacağınız ilişkiler yaşamanızı dilerim.
“Bedenimin verdiği mesajları sevgiyle dinliyorum” LOUİSE HAY Hayatta herşeyin olduğu gibi, beden de içsel düşünce ve inançlarımızın bir aynasıdır. Dinlemesini bilirsek bedenimiz daima bizimle konuşur. Bedenimizin her hücresi, düşündüğünüz her düşünceye, söylediğiniz her söze karşılık verir. Sürekli düşündüğünüz ve söylediğiniz şeyler, beden yapınızı, şeklini, sağlığını ve hastalığı oluşturur. Asık görünüşlü bir surata sahip kişi, bu [...]
Geçmiş, “sorumluluk” sözcüğünün güzelliğini yok etti. Bunu neredeyse göreve denk bir hale getirdik; aslında öyle değil. Görev, spirütel köleliğin bir parçası olarak gönülsüz bir şekilde yapılır. Büyüklerine olan görevlerin, eşine olan görevlerin, çocuklarına olan görevlerin. Bunlar sorumluluk değildir. “Sorumluluk” (responsibility) sözcüğünü anlamak çok önemlidir. Responsibility sözcüğünü bölelim: Response (tepki) ve ability (beceri). İki şekilde hareket [...]
Süper Beyin Çözümleri Zehirli İnançları Değiştirmek 1- Bütün bunlar benim hatam. Bunun yerine şöyle düşünebilirsiniz: Bu benim hatam değil, kimsenin hatası değil. Hata henüz kesin olarak belirlenmedi ve kimsenin hatası olmayabilir veya hata bumak işe yaramıyor, çözüme odaklanmalıyız. 2-Yeterince iyi değilim. Bunun yerine şöyle düşünebilirsiniz: Ben yeterince iyiyim, kendimi başkalarıyla kıyaslamaya ihtiyacım yok. Mesele iyi ya da kötü olmak [...]
Patronunuzla geçinmede güçlük yaşıyorsanız. “duygu yöneltimi” veya aktarımı yaşıyor olabilirsiniz. Duygu aktarımı, geçmişte kalmış, bitmemiş bazı işlere ait olan gerçek duyguları şimdiki zamana ve kişilere aktarmak anlamına gelir. Duygu aktarımı, patronlara karşı sıkça duyulur çünkü onlar otoriteyi temsil eden figürlerdir. İşveren-çalışan ilişkisi, otoriteyle olan sürtüşmelerinizi tetikleyebilir. Mevcut ilişkiniz için uygun olmayan sert tepkiler verebilirsiniz. Patronunuzun, [...]
ROMANTİK İLİŞKİLERDE SIKLIKLA ZORLANDIĞIMIZ BİRKAÇ ŞEY
Merhabalar iyi haftalar,
Almak için vermek!
Sevilmek, ilgi görmek ve onaylanmak ihtiyacımızından doğan açlığımızı partnerimizin karşılamasını beklemek!
Kendi mutluluğumuzun ya da mutsuzluğumuzun nedenini karşı tarafa bağlamak!
Partnerinizi
diğerkadın ya dadiğererkeklerle kıyaslamak!İlişkiler hakkında ki, geçmiş ve zihin şablonlarınızda ısrar etmek!
“Erkek … böyledir”, “kadın … şöyledir”. Bunlar erkek görevi, kadın görevi diye ayrımlara gitmek.
Para ya da parasızlık yüzünden ilişkinizi yanlış yorumlamak.
Kadın ve erkek olduğumuzun ayrımına varamamak! Kadınların ve erkeklerin yaradışsal olarak farklı ve güçlü yönlerini unutması!
Sevgi merkezli ilişkiler yerine; muhasebe tuttuğumuz çarpık ilişkileri devam ettirmek.
Birbirini eleştirme hakkının olduğunu ve böyle yapılırsa ilişkiyi iyileştireceğini düşünmek.
Bir kaç çözüm yolu…
Düzeltirim enerjisiyle ilişkiye başlamayın!
Düzeltilmişini bulun!
Partnerinizin pozitif yönlerine odaklanın ve bunu sözel olarak da ifade edin.
Eşinizin sizin hala sevgiliniz olduğunu daima hatırlayın.
Öfkeli olduğunuz durumlarda tartışmaktan kaçının. En az 24 saat sonra ve sakinleştiğiniz zaman konuşmayı seçin.
Eşinizin özellikle annesi hakkında negatif söylemlerde bulunmayın. Hiç kimse annesi, ailesi hakkında negatif konuşulmasından hoşlanmaz. Bu durum sizin için de geçerli tabi ki.
Kendi sınırlarınızı sahiplenin; sadece siz isterseniz değiştirin.
Bir ilişkide tek isteyebileceğiniz şey; karşı tarafın “kendi olmasıdır”.
Sevginize odaklanın ve her gün farklı şekillerde sevginizi ifade etmenin “ÖZGÜN” bir yolunu bulun.
Ve kendinize sorun, bu ilişkiyi sürdürmeye mi yoksa bitirmeye mi odaklıyım.
İlişkiniz içinde “BEN” kalarakta “BİZ” olma deneyimini yaşayabilirsiniz.
Mutluluğunuza mutluluk katacağınız ilişkiler yaşamanızı dilerim.
Diğer Yazılar
BEDEN VE HASTALIKLAR
OSHO DEĞİŞİM
SÜPER BEYİN
SINIRLAR