Egonuza bir isim verin ve onu bu yeni oyununuza inandırın.
DAREL RUTHERFORD
Egonuza ilk olarak objektif bir gözlemci olmak ve kendinize aslında egonuzun gerçek siz olmadığınızı hatırlatacaksınız. Sonra düşüncelerinizin sorumluluğunu alarak, zihin konuşmalarını dinleyecek, kızgınlık, korku, kendinden şüphe etme ve endişe gibi tepkisel duygularınıza farkındalıkla yaklaşacaksınız.
Kontrolü ele aldığınızda, egonuzla konuşun, onu koyduğunuz bu son hedef gerçekleştiğinde yaşadığınız hayatın ne kadar güzel olacağına ve bunun kazançlarına ikana edin. Egonuz bir kez bu amacınızı savunacağı gerçekliği olarak kabul ettiğinde, bunu deneyimleme yolculuğunuzda sizin en yakın arkadaşınız olduğunu kanıtlayacaktır.Fakat egonuz bu yeni amacınızı benimseyene kadar, bu değişimden korkacak ve buna karşı büyük direnç gösterecektir.
Ego direnciyle ilgili asıl problem, değişime direnç gösterirken siz gibi görünmesidir.Bu direnç istediğiniz değişime aykırıymış gibi görünebilir.
Bunun nedeni hayatınızı egonuz olarak yaşamanızdır.Ve bununla beraber hayatınızın çoğunda yaşadığınız koşulları egonuzun bakış açısından değerlendirerek geçirmenizdir.Ego varoluşunuz derinlemesine köklenmiş ve kırmak isteyeceğiniz bir alışkanlıktır.
Bu güne kadar, egonuz kendinden şüphe etme duygusunu gösterdiğinde, şüphe duyacak bir kişi olmadığınızın farkına varmamıştınız. Egonuzun korkuları sizin korkularınızdı. Duygusal olarak üzgün olmayı deneyimliyordunuz, çünkü ego varoluşundan hayatı yaşıyordunuz. Gerçekliği yalnızca egonuzun gözlerinden görüyordunuz.
Ama siz ego değilsiniz. Gerçek siz Tanrı ruhudur. Ancak Tanrı varoluşunda olmak için doğal bir alışkanlık değildir, en azından şimdilik.
Gerçek Sizin kontrolü ele aldığı zamanları arttırmayı amaçlayarak, aşama aşama hayatınızın iradesini ele geçireceksiniz. Kontrolü ele geçirdiğinizde de, kendinize varoluşunuzun gerçekliğini hatırlatmaya devam edeceksiniz.Ta ki bu sizin alışılagelmiş yeni varoluş şekliniz olana kadar, bunu yapmayı sürdüreceksiniz.
“Eski alışkanlıkları kırmak kolay değildir.”
DAREL RUTHERFORD
An itibariyle egonuzdan tüm kontrolü almayı beklemeyin. Eski alışkanlıkları kırmak hiç de kolay değildir.Yalnızca kademe kademe kontrolü ele geçirmek üzerine hedefinizi koyun.Ulaşmak istediğiniz bu sonucu aklınızda tutarak, bu anların sıklığı ve uzunluğu artacaktır.
Kontrolü alma dikkatinizi gözlemci olmaya yönelttiğiniz zaman başlar.Her ne zaman, kızar, kendinden şüphe eder, korkar ya da endişelenirseniz geriye çekilip, bir gözlemci olarak kızan ya da korkan kişinin siz değil egonuz olduğunun farkına varın.
Ve objektif bir gözlemci olarak, egonuzu ortada korkacak ve kızacak bir şey olmadığına ikna edin.Egonuza, klozetin içinde ya da yatağın altına saklanan bir canavar olmadığını gösterin.
Ve sık sık konuştuğunuz egonuza, arkadaşınıza bir isim verin.Sizi zarar görmekten korumak isteyen ve daima yanınızda olan arkadaşınıza ne isim vermek istersiniz?
Egonuzun içinizdeki altı yaşındaki çocuk olduğunu düşünün ve ona sizin altı yaşınızdaki korku dolu yanınızı hatırlatan bir isim koyun. Takma adınız varsa, egonuza böyle de seslenebilirsiniz.
Bu oluşum sürecinde, egonuz size karşı duracaktır. Çünkü kutunuzun dışına çıkmışsınızdır.Kim olacağınıza dair düşüncelerinizi değiştirmişsinizdir.
Egonuzun görevi ise sizi mevcut durumunuzda, güvende tutmaktır.Ve en son koyduğunuz hedef mevcut durumunuzu tehdit eder.Egonuz yeni hedefiniz sebebiyle üzülecek ve bunun getireceği sonuçlardan korkacaktır.Egonuzu istediğiniz bu değişimi onun yeni gerçekliği olarak kabul edene kadar buna karşı direnç gösterecektir.
Egonuzun değişmesini istiyorsanız, onunla tartışmayın veya savaşmayın.Bunun yerine istediğiniz değişime karşı gösterdiği bu direnci, altı yaşındaki bir çocuğun korkuları olarak algılayın ve ona sevgi ile yaklaşın.
Egonuzu arzuladığınız bu değişime inandırın, yalnızca anlatma yetinmeyin.İkna edin.Korkularını yatıştırın ve onu bu konuda cesaretlendirmek isteyen bir arkadaşmış gibi davranın.
Egonuza altı yaşındaki bir çocukmuş gibi davranın, ama siz nazik oldukça, egonuzun istediğiniz değişime gösterdiği direncin güçlendiğini unutmayın.
Bu yüzden egonuzun değişmesini istiyorsanız, bu sürece ilk olarak onun hiç değişmeyeceğini okeyleyerek başlayabilirsiniz. Bu yaklaşım egonuzun direnç göstermekte ne kadar güçlü olduğunu fark edene kadar mantıklı gelmeyecektir. Bu yüzden egonuzun direncine, direnç göstermeniz probleminizi çözmeyecektir.
Egonuza koşulsuz sevgi vererek ego taktiklerine karşı direncinizi kaldırdığınız zaman, ortada direnecek bir şey kalmaz.Direncin olmadığı böyle bir alanda egonuz neden bu değişimi istediğinizi dinleyecektir.
“Bedenimin verdiği mesajları sevgiyle dinliyorum” LOUİSE HAY Hayatta herşeyin olduğu gibi, beden de içsel düşünce ve inançlarımızın bir aynasıdır. Dinlemesini bilirsek bedenimiz daima bizimle konuşur. Bedenimizin her hücresi, düşündüğünüz her düşünceye, söylediğiniz her söze karşılık verir. Sürekli düşündüğünüz ve söylediğiniz şeyler, beden yapınızı, şeklini, sağlığını ve hastalığı oluşturur. Asık görünüşlü bir surata sahip kişi, bu [...]
Dr. Roger Callahan adlı, kırk yılı aşkın deneyimli bir klinik psikolog, doğu tıbbı üzerine yaptığı araştırmalarda kötü anıların, travmaların ve olumsuz deneyimlerin yarattığı düşüncelerin bedenin enerji sistemindeki düzgün akışı olumsuz yönde etkilediğini izlemiştir. Yersiz korkuların ve endişelerin tedavisi için yaptığı geniş araştırmalar sonucu meridyenlerin uç noktalarına uygulanan baskıların olumlu sonuçlar verdiğini görmüş, geliştirdiği yöntemi pek [...]
Evet sözünüzü kesip duruyorum. Bence mahsuru yok ama kaldığımız yerden devam edelim. Çok önemli bir şeyi gözden kaçırmanızı istemiyorum. Hayat yaratıcılıktır, keşif değil. Her gün bugün ne keşfedeceğim diye yaşamıyor, yaratmak için yaşıyorsun. Her an realiteni yaratıyorsun. Hem de farkında bile olmadan. Neden böyle olduğunu ve nasıl işlediğini söyleyeyim. 1-Sizi Tanrı’nın suretinde ve benzerinde yarattım. [...]
SAĞ BEYİN Yaratıcı Zeka… Sağ beyin, bilgiyi bir bütün olarak ve resimle işler. Tasvir ve semboller kullanır; resimlere şekillere ve renklere tepki verir. Sözel ifadeler dışında müziğe, vücut diline, dokunmaya tepki verir. Sezgicidir, önsezilerini ve hislerini takip eder. Nesnelerle soyut değil, duygusal olarak ilişki kurar. Uzaysal ilişkileri kullanır. Duygusal ve üretici taraftır. Görerek ve duyarak [...]
EGONUZA BİR İSİM VERME
Egonuza ilk olarak objektif bir gözlemci olmak ve kendinize aslında egonuzun gerçek siz olmadığınızı hatırlatacaksınız. Sonra düşüncelerinizin sorumluluğunu alarak, zihin konuşmalarını dinleyecek, kızgınlık, korku, kendinden şüphe etme ve endişe gibi tepkisel duygularınıza farkındalıkla yaklaşacaksınız.
Kontrolü ele aldığınızda, egonuzla konuşun, onu koyduğunuz bu son hedef gerçekleştiğinde yaşadığınız hayatın ne kadar güzel olacağına ve bunun kazançlarına ikana edin. Egonuz bir kez bu amacınızı savunacağı gerçekliği olarak kabul ettiğinde, bunu deneyimleme yolculuğunuzda sizin en yakın arkadaşınız olduğunu kanıtlayacaktır.Fakat egonuz bu yeni amacınızı benimseyene kadar, bu değişimden korkacak ve buna karşı büyük direnç gösterecektir.
Ego direnciyle ilgili asıl problem, değişime direnç gösterirken siz gibi görünmesidir.Bu direnç istediğiniz değişime aykırıymış gibi görünebilir.
Bunun nedeni hayatınızı egonuz olarak yaşamanızdır.Ve bununla beraber hayatınızın çoğunda yaşadığınız koşulları egonuzun bakış açısından değerlendirerek geçirmenizdir.Ego varoluşunuz derinlemesine köklenmiş ve kırmak isteyeceğiniz bir alışkanlıktır.
Bu güne kadar, egonuz kendinden şüphe etme duygusunu gösterdiğinde, şüphe duyacak bir kişi olmadığınızın farkına varmamıştınız. Egonuzun korkuları sizin korkularınızdı. Duygusal olarak üzgün olmayı deneyimliyordunuz, çünkü ego varoluşundan hayatı yaşıyordunuz. Gerçekliği yalnızca egonuzun gözlerinden görüyordunuz.
Ama siz ego değilsiniz. Gerçek siz Tanrı ruhudur. Ancak Tanrı varoluşunda olmak için doğal bir alışkanlık değildir, en azından şimdilik.
Gerçek Sizin kontrolü ele aldığı zamanları arttırmayı amaçlayarak, aşama aşama hayatınızın iradesini ele geçireceksiniz. Kontrolü ele geçirdiğinizde de, kendinize varoluşunuzun gerçekliğini hatırlatmaya devam edeceksiniz.Ta ki bu sizin alışılagelmiş yeni varoluş şekliniz olana kadar, bunu yapmayı sürdüreceksiniz.
An itibariyle egonuzdan tüm kontrolü almayı beklemeyin. Eski alışkanlıkları kırmak hiç de kolay değildir.Yalnızca kademe kademe kontrolü ele geçirmek üzerine hedefinizi koyun.Ulaşmak istediğiniz bu sonucu aklınızda tutarak, bu anların sıklığı ve uzunluğu artacaktır.
Kontrolü alma dikkatinizi gözlemci olmaya yönelttiğiniz zaman başlar.Her ne zaman, kızar, kendinden şüphe eder, korkar ya da endişelenirseniz geriye çekilip, bir gözlemci olarak kızan ya da korkan kişinin siz değil egonuz olduğunun farkına varın.
Ve objektif bir gözlemci olarak, egonuzu ortada korkacak ve kızacak bir şey olmadığına ikna edin.Egonuza, klozetin içinde ya da yatağın altına saklanan bir canavar olmadığını gösterin.
Ve sık sık konuştuğunuz egonuza, arkadaşınıza bir isim verin.Sizi zarar görmekten korumak isteyen ve daima yanınızda olan arkadaşınıza ne isim vermek istersiniz?
Egonuzun içinizdeki altı yaşındaki çocuk olduğunu düşünün ve ona sizin altı yaşınızdaki korku dolu yanınızı hatırlatan bir isim koyun. Takma adınız varsa, egonuza böyle de seslenebilirsiniz.
Bu oluşum sürecinde, egonuz size karşı duracaktır. Çünkü kutunuzun dışına çıkmışsınızdır.Kim olacağınıza dair düşüncelerinizi değiştirmişsinizdir.
Egonuzun görevi ise sizi mevcut durumunuzda, güvende tutmaktır.Ve en son koyduğunuz hedef mevcut durumunuzu tehdit eder.Egonuz yeni hedefiniz sebebiyle üzülecek ve bunun getireceği sonuçlardan korkacaktır.Egonuzu istediğiniz bu değişimi onun yeni gerçekliği olarak kabul edene kadar buna karşı direnç gösterecektir.
Egonuzun değişmesini istiyorsanız, onunla tartışmayın veya savaşmayın.Bunun yerine istediğiniz değişime karşı gösterdiği bu direnci, altı yaşındaki bir çocuğun korkuları olarak algılayın ve ona sevgi ile yaklaşın.
Egonuzu arzuladığınız bu değişime inandırın, yalnızca anlatma yetinmeyin.İkna edin.Korkularını yatıştırın ve onu bu konuda cesaretlendirmek isteyen bir arkadaşmış gibi davranın.
Egonuza altı yaşındaki bir çocukmuş gibi davranın, ama siz nazik oldukça, egonuzun istediğiniz değişime gösterdiği direncin güçlendiğini unutmayın.
Bu yüzden egonuzun değişmesini istiyorsanız, bu sürece ilk olarak onun hiç değişmeyeceğini okeyleyerek başlayabilirsiniz. Bu yaklaşım egonuzun direnç göstermekte ne kadar güçlü olduğunu fark edene kadar mantıklı gelmeyecektir. Bu yüzden egonuzun direncine, direnç göstermeniz probleminizi çözmeyecektir.
Egonuza koşulsuz sevgi vererek ego taktiklerine karşı direncinizi kaldırdığınız zaman, ortada direnecek bir şey kalmaz.Direncin olmadığı böyle bir alanda egonuz neden bu değişimi istediğinizi dinleyecektir.
Diğer Yazılar
BEDEN VE HASTALIKLAR
EFT’NİN ÖYKÜSÜ
TANRI İLE SOHBET
SOL VE SAĞ BEYİN ÖZELLİKLERİ