Çoğumuz kendimizi zihinde konuşan ses zannederiz. Bunun temel nedeni o sesin yaşadığımız olaylara göre sürekli şekil değiştirmesidir. Yani o ses sizi bazen yargılar ama bazen de sizi motive edecek güzel şeyler söyler. Bazen de sadece yorumlar yapar. Hatta bazen kafanızda iki ses birbiriyle kavga eder; hatta siz de müdahale etmeye çalışırsınız. Ancak gerçek o seslerin hiçbirinizin siz olmadığınızdır.
Zihinden gelen ses, iç sesle de karıştırılır ancak iç sesiniz aslında sessizdir. Sadece kalpten, içgüdüyle, hafif bir his olarak ortaya çıkar. Şu anda sadece okuduklarını yorumlayan o sesi fark edin. Çünkü çoğu zaman anlamsız, sürekli tekrarlanan konuşmalardan oluştuğunu görebilirsiniz.
Şu noktayı da açıklığa kavuşturmak istiyorum. Zihindeki ses biz değilsek, normal konuşmamız nereden geliyor gibi bir soru oluşabilir. Günlük hayatta sürekli olarak konuşma halindeyiz ancak bunun büyük bir kısmı az önce bahsettiğim gibi bastırılmış enerjinin yansımasıyla oluşan egosal zihinden gelen konuşmadır. Diğeri ise içgüdüsel, kalpten gelen, daha sakin ve huzurlu konuşmadır. Biz ikisi arasında gidip geliriz ancak ses tonumuz düştüğünde, bazı şeyleri tekrar tekrar anlattığımızda, şikayet ettiğimizde, bağırıp çağırdığımızda zihnin kaydolmuş enerjilerini kullanıp konuşuruz. Bir bakıma orada konuşan biz değil, bastırdığımız tüm enerjilerdir. Zaten burada amaç bunu fark edip bundan özgürleşmenizdir. Çünkü bundan özgürleştiğinizde kalbinizden gelen daha sakin, huzurlu konuşmanız güçlenir. Böylece hem kendi hayatınız hem de çevreniz için çok daha yapıcı davranışlar yansıtmaya başlarsınız. Buna zihnin ötesine geçmek diyebiliriz.
Egosal zihinden gelen ses bizi sürekli sabote eder. Ancak onu serbest bıraktığımızda kendimizi sonsuz güce çok daha rahat açabiliriz.Zihindeki ses kaydolmuş anıların yansımasıyla ortaya çıktığı için, bazen zihnimizde annemizin, babamızın, öğretmenlerimizin, otorite olarak gördüğümüz kişilerin, yani bize yüklenmiş olan kayıtların seslerini duyarız. Ancak bu sesleri tek bir tonda, yani kendi sesimizle duyduğumuz için yanılgıya düşeriz. Şunun gibi: ”Para kazanmak çok zor, sen çok zayıfsın, hayat hep bir mücadeledir, sen sen ol insanlara güvenme, senden adam olmaz, o kadar da güzel değilsin. ”Bütün bu kayıtlar genelde bilinçaltında olduğu için bu olumsuz inançların farkında bile olmayız. Ancak bu yüzden her zaman hayatımızın önünde duran gizli bir engel vardır. Ve biz onu fark edip temizleyene kadar, hep onun etkisinde yaşarız.
Ho’oponopono Yöntemini son zamanlarda sıkça duymaya başladık, birçoklarımıza göre telaffuzu zor gelen bir cümle ama kazandırdıkları ve kattığı değerler bir mucize. Joe Vitale’nin Dr.Ihaleakala Hew Len’den öğrenerek Zero Limit kitabında anlattığı şekliyle aktarıyorum. Bu yöntem; karşımızdaki insanın yaşadığı duyduğumuz öğrendiğimiz anda bizim sorunumuz olarak algılayıp kendi içimizde bundan arınarak karşımızdakini de arındırma yolunu öğretiyor. Sadece [...]
11-İyileşme İçten Gelir Zorluklar ve acılar. Senin bütün olma yolunda geçireceğin sınavlardır. Bunun farkına vardığında, yaşamın kendisi insanın öğretmeni olacaktır. Her kriz, her düşüş ve her zorluk hem kusursuz, hem de eşsizdir. Yaşamımdaki bütün olayların tüm sorumluluğunu üstlenmem gerektiği açıklamasını kabullenmekte zorlandığımı gördüğünde, sert bir uyarıda bulundu. “Eğer sözlerim seni değiştirmezse, bil ki yaşam değiştirecektir. [...]
Çekim Yasası ve onun manyetik gücü Evrene ulaşır ve titreşimsel olarak onu seven diğer düşünceleri çeker ve size getirir: Konulara olan ilginiz, düşünceleri harekete geçirişiniz ve Çekim Yasasının bu düşüncelere verdiği tepki, yaşamınıza giren her insan, her olay ve her koşuldan sorumludur. Tüm bunlar, sizin kendi düşüncelerinizle titreşim açısından uyumlu oldukları için, güçlü bir manyetik [...]
Olaylara hangi anlamı verip tepki göstereceğimize paradigmamız (mantalitemiz, zihniyetimiz) belirler. Paradigma en kısa ifadeyle “dünya görüşü” demektir. Peki dünya görüşümüz nelerden etkilenir. İnanç ve değerlerimiz başımıza gelenleri yorumlayış şeklimizi etkiler. Başımıza gelen olaylara, o tür olaylara ilişkin inançlarımıza göre anlam veririz. Kafamızın içindeki köşe yazarımız, olayları kendi mantalitemize göre bize yorumlar. Bu süreçte inançlarımız olumlu [...]
Bırak Gitsin
Çoğumuz kendimizi zihinde konuşan ses zannederiz. Bunun temel nedeni o sesin yaşadığımız olaylara göre sürekli şekil değiştirmesidir. Yani o ses sizi bazen yargılar ama bazen de sizi motive edecek güzel şeyler söyler. Bazen de sadece yorumlar yapar. Hatta bazen kafanızda iki ses birbiriyle kavga eder; hatta siz de müdahale etmeye çalışırsınız. Ancak gerçek o seslerin hiçbirinizin siz olmadığınızdır.
Zihinden gelen ses, iç sesle de karıştırılır ancak iç sesiniz aslında sessizdir. Sadece kalpten, içgüdüyle, hafif bir his olarak ortaya çıkar. Şu anda sadece okuduklarını yorumlayan o sesi fark edin. Çünkü çoğu zaman anlamsız, sürekli tekrarlanan konuşmalardan oluştuğunu görebilirsiniz.
Şu noktayı da açıklığa kavuşturmak istiyorum. Zihindeki ses biz değilsek, normal konuşmamız nereden geliyor gibi bir soru oluşabilir. Günlük hayatta sürekli olarak konuşma halindeyiz ancak bunun büyük bir kısmı az önce bahsettiğim gibi bastırılmış enerjinin yansımasıyla oluşan egosal zihinden gelen konuşmadır. Diğeri ise içgüdüsel, kalpten gelen, daha sakin ve huzurlu konuşmadır. Biz ikisi arasında gidip geliriz ancak ses tonumuz düştüğünde, bazı şeyleri tekrar tekrar anlattığımızda, şikayet ettiğimizde, bağırıp çağırdığımızda zihnin kaydolmuş enerjilerini kullanıp konuşuruz. Bir bakıma orada konuşan biz değil, bastırdığımız tüm enerjilerdir. Zaten burada amaç bunu fark edip bundan özgürleşmenizdir. Çünkü bundan özgürleştiğinizde kalbinizden gelen daha sakin, huzurlu konuşmanız güçlenir. Böylece hem kendi hayatınız hem de çevreniz için çok daha yapıcı davranışlar yansıtmaya başlarsınız. Buna zihnin ötesine geçmek diyebiliriz.
Egosal zihinden gelen ses bizi sürekli sabote eder. Ancak onu serbest bıraktığımızda kendimizi sonsuz güce çok daha rahat açabiliriz.Zihindeki ses kaydolmuş anıların yansımasıyla ortaya çıktığı için, bazen zihnimizde annemizin, babamızın, öğretmenlerimizin, otorite olarak gördüğümüz kişilerin, yani bize yüklenmiş olan kayıtların seslerini duyarız. Ancak bu sesleri tek bir tonda, yani kendi sesimizle duyduğumuz için yanılgıya düşeriz. Şunun gibi: ”Para kazanmak çok zor, sen çok zayıfsın, hayat hep bir mücadeledir, sen sen ol insanlara güvenme, senden adam olmaz, o kadar da güzel değilsin. ”Bütün bu kayıtlar genelde bilinçaltında olduğu için bu olumsuz inançların farkında bile olmayız. Ancak bu yüzden her zaman hayatımızın önünde duran gizli bir engel vardır. Ve biz onu fark edip temizleyene kadar, hep onun etkisinde yaşarız.
Diğer Yazılar
HO’OPONOPONO TEKNİĞİ
TANRILAR OKULU
DÜŞÜNCELER MANYETİK GÜCE SAHİPTİR
BAŞINIZA GELEN OLAYLARI YORUMLAMA ŞEKLİMİZ NELERE BAĞLIDIR?